-
1 kıyıda buçakta
= kıyıda köşede в укро́мном ме́сте -
2 kıyıda köşede
-
3 kıyı
побере́жье (с) примо́рье (с)* * *1) бе́рег2) побере́жье, прибре́жная полоса́kıyı bölgesi — прибре́жная полоса́
Karadeniz kıyıları — побере́жье Чёрного мо́ря
kıyı ovası — прибре́жная равни́на / ни́зменность
kıyı suları — прибре́жные во́ды
kıyı ticareti — мор. кабота́ж
3) край (чего-л.) врз., окра́ина, сторона́masanın kıyısı — край стола́
şehrin batı kıyısında — на за́падной окра́ине го́рода
yol kıyısı — обо́чина доро́ги
4) перен. ти́хое укро́мное месте́чко••- kıyıda köşede
- kıyıda köşede kalmak
- kıyıya çıkmak -
4 kıyı
1.1) бе́регkıyı boyu çizgisi — берегова́я ли́ния
kıyı sıra — вдоль бе́рега, сле́дуя направле́нию бе́рега
2) побере́жье, прибре́жная полоса́kıyı bölgesi — прибре́жная о́бласть (полоса́), примо́рье
kıyı ovası — прибре́жная равни́на; прибре́жная ни́зменность
kıyı suları — прибре́жные во́ды
3) край, окра́ина; сторона́yolun kıyısı — обо́чина доро́ги
2.окра́инныйkıyı sokaklar — окра́инные у́лицы
◊
kıyıda bucakta или kıyıda köşede — в укро́мном ме́сте, в закоу́лке◊
kıyıdan kıyıdan — и́здали, издалека́
См. также в других словарях:
kıyıda bucakta — zf. Kıyıda köşede … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyıda köşede — zf. Göze çarpmayan, umulmayan yerlerde, kıyıda bucakta Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kıyıda köşede kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyı — is. 1) Kara ile suyun birleştiği yer Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor. Y. Z. Ortaç 2) Kenar, uç Su kıyısında yıkanan güvercinler gibi silkindi. N. Cumalı 3) den. Sahil Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bucak — is., ğı 1) Kenar, köşe, yer Bunlardan sonra köşede, bucakta, kendi âleminde yaşayan Türkler vardı. Y. K. Beyatlı 2) esk. İlçelerin, bir müdürle yönetilen bölümlerinden her biri, nahiye Birleşik Sözler bucak bucak dip bucak dört bucak kıyı bucak… … Çağatay Osmanlı Sözlük